Kore’den çıkan bir hazine
Hanyo, Kore’nin neredeyse hiç film üretemediği yıllarda ortaya çıkan ve birçok sinema referansı barındıran bir film. Bu anlamda, 2000’li yıllarda esas patlaması yapabilen bir sinemanın kökleri için oldukça değerli. Aslında en iyi filmler listelerinde üst sıralarda olacak bir film olmayabilir ya da kabul görmeyebilir ama 1960 yılında sinemaya, ülke sinemasına kattıkları ve başardıkları ile değerli bir film olduğunun bilinmesi gerekmekte. Bir küçük sürpriz olarak da özellikle izlememiş olan sinefiller için listemizde yer alıyor. O zamanki imkanlar neticesinde birçok şeyi başarmış ama bunun yanı sıra aksaklıklar da yaşamış olan film, bizdeki Dünyayı Kurtaran Adam kadar olmasa da yanlış anlaşılmış durumda. Tabii onun tersi olarak, son derece ciddi çekilmiş ama birtakım sıçramaları oldukça komik bulunmuştu. Traji-komik bir havası olmakla beraber, o derece bir kahkaha tufanı yaratma ihtimali de zayıf. Film, birçok durağa uğramayı ihmal etmiyor. Korku külliyatından etkileniş, sürreal izler ve şiddetin yansımalarının da olduğu nevi şahsına münhasır bir film. Oldukça saygı duyulan, tekrar çevrimleri birden fazla olan ve günümüze kadar etkileri süren yapım yukarıda da belirttiğimiz üzere, bir başyapıt değil belki ama bazı yönleri ile gizli bir hazine, listemiz içinde hoş bir sürpriz.
İki çocuğu olan bir müzik öğretmeninin evinde iş verdiği bir hizmetçi üzerinden şiddet dolu ilerleyen hikaye, evdeki bireylerin hepsinin etkilenmesine kadar devam edecek ve The Shining’e kadar bağ kurabileceğimiz bir hal alacaktır. Aşk üçgeninden esintiler ve arzuların göz karartma noktasında etkilediği bireyler yaratan hikayesi eşliğinde kadınların meselesine de yer veren Young, kadın bedeni ve kullandığı metaforlar üzerinden aslında kadının her şeye kadir olduğuna da vurgu yapıyor. Tabii Güney Kore insanının savaş sonrası bunalımı ve her ülkeden farklı olarak daha başka yansımalarının olması da önemli bir etken. Şiddet ve arzu üzerinden ilerleyen, garip ama alttan alta etkilemeyi başaran müziklerin de etkisi ile yönlenen hikâye enteresan bir sinema deneyimine bizleri götürüyor. İnsan zekasının, hisleri kontrol altına alma çabalarının en derinlikli ve gerçek halini de bulabiliyoruz. Sürreal çıkarımlara kadar gidebilecek, güldürecek, hatta çok komik gelecek ama derdinden şaşmayacak olaylar da bu özelliklere eklenince şimdiye kadar izlenilen en marjinal filmlerden biri halini alıyor Hanyo.
Yönetmenin etkisi
Yönetmen Young’un yapmak istedikleri, savaş buhranının yıprattığı insan ruhunu özgürleştirme çabası ve karakterlerin içindeki şiddet hazmı zor sahnelere de sebebiyet verebiliyor. Korku sinemasına dahil edebileceğimiz sahneler ve anlatım da yine hem gergin hem komik anlara gebe. Burada yönetmen Young’un iyi bir sinema izleyicisi de olduğunu anlıyor ve yelpazesinden çok farklı türlerde yararlanıyoruz. Melodram ise en iç burkanından mevcut. Komedi isterseniz ise bir anda kahkaha attıran cinsi sizi bekliyor. Fantastik korkunun akılda kalıcı kadrajları ve şiddet sinemasının en derin yönleri de var. Bir de bunların bir araya gelişindeki orijinallik eklenince kötü bile bulunsa eşsiz bir deneyim olacağının garantisini veriyor film. Tüm bunların mütevazi bir anlatım ile karşımıza çıktığını da ekleyerek daha da merak uyandıralım. Kim Ki Young, sinemayı, sinema referansı ile çok açık etmeden yapmayı başarıyor ve izleyiciyi türler arasında sağlam bir gezintiye çıkarıyor.
Filmografisinin diğer filmlerinde de değişik denemeler yapan, kadınların ve özellikle kendi kültüründe ezilen kadınların hikâyelerine bolca yer veren Kim Ki Young, adını pek duyuramadı belki ama fark edenlere az yaşanır tecrübeler sunmayı başardı. Onun sinemaya olan tutkusu ve yapmayı düşündükleri kimi zaman gülünç bulundu ama etkisi günümüzdeki en sağlam yönetmenlere kadar ulaşmayı başardı.