Filmin açılış sahnesinde San Fransisco’nun nevi şahsına münhasır polis müfettişi Harry Callahan, nam-ı diğer Dirty Harry yıllardır her sabah kahvesini aldığı mekana girer. Elinde gazetesi, ezbere bildiği yola hiç bakmadan kahve almak üzere kasaya yanaşır. Gazetesini okumaya devam etmektedir ve her sabah uğradığı için ne istediğini söylemeye gerek yoktur. Kahvesini alır ve geri dönüp dışarı çıkar. Biraz ilerledikten sonra kahvesinden bir yudum alır ve aldığı an geri püskürtür. Zira, yıllardır şekersiz kahve içerken, nedense eline hem de bol şekerli bir kahve tutuşturulmuştur. Böyle bir şey olamazdı, yıllar sonra bu hata normal değildi. Bir terslik olduğunu anlar ve arka kapıdan mekana geri döner. Tahmin ettiği gibi terslik vardır ve birkaç kişi orayı rehin almıştır. Kibarca durumu nasıl anladığı anlatır ve teslim olmalarını ister. Yanıt olumsuzdur ve üzerine dalga geçilmiştir. Harry’e yapılabilecek son şey de budur. O ve sadık dostları Smith & Wesson suçlulara son bir şans tanırlar. Harry, bir hamle yaparlarsa başlarına bela olacağını klasikleşmiş cümlesi ile ifade eder. “Hadi durma. Günümü gün et.”
Clint Eastwood’u sadece Western filmlerinden hatırlayanların ve sadece o rollerin yakıştığını iddia edenlerin büyük yanılgıya düştüğü karakterdir Dirty Harry. Muhteşem bir karizma, cuk diye oturan bakışlar, 70’li yılların özeti olan saç ve kıyafet tercihleri. Bu rol kesinlikle Eastwood için yaratılmış adeta. Tabii sadece kılık kıyafet değil, dünya görüşü ve siyasi bakışı da Eatswood’a tam oturuyor. Yaşlılığından biraz daha yumuşayan ve çalıştığı işlerde muhaliflere yer veren, hatta kendi hesaplaşmasını bile yapan Eastwood, genç ve deli doluyken çok daha sert görüşlere sahipti. Biraz muhafazakar, biraz milliyetçi ve belki de biraz şiddet yanlısı. Tabii bu görüşlere sahip olan bir karakter içerisinde biraz da ırkçılık olabilir. Siyahilere, eşcinsellere, sol görüşlü insanlara ve en çokta tek haklı olduğu konu olarak suçlulara çok net bir tutum izler Harry. Tabii iyi yanları da yok değil. Cesareti de yanında barındıran türden maçoluk, korkusuzluk, özellikle kadınlara karşı nezaket ve kararlılık Harry’nin güzel yanları. Böylece bilirsiniz ki Harry işin içindeyse mutlaka suçluları kötü anlar bekliyor.
Harry’nin bu kadar sevilmesinin önemli etkenlerinden biri de bir kanun adamı olmasına rağmen kanunları fazla takmaması ve başına buyruk olması. Özellikle bizim halkın pek sevdiği bir tarz. Bunu da kötüye karşı kullanınca hafiften bir kahramanlık dozu da verilmiş oluyor. Emirlere harfiyen uymak Harry’nin lugatında yok. Mesela suçluları, hem de iş üstünde yakaladı diyelim. Kovalayacak, yakalayacak, haklarını okuyacak ve mahkeme sürecini bekleyip içeri tıkılmalarını sağlayacak. Harry bunlarla uğraşmaz. Tabii ki silahsız ya da teslim olmuş kimseyi vurmayacak kadar sağlam adamdır Harry ama biraz yanlış hareketlenme olursa da bilirsin ki alnının ortasına Smith & Wesson’dan çıkma Magnum 44 gelecek. Ortalık savaş alanına döner ama Harry sıyrık bile almaz. Aslında Harry için biçim olarak şehirde geçen modern Western de diyebilir, bu kalıpları Eastwood üzerinden çok güzel yedirdiğini de söyleyebiliriz.
Filmin karizma Eastwood’u izlemek dışında kadınlara vaat ettiği pek birşey yok. Erkek hegemonyasına ait ve erkeklerin kendileri ile özdeşleştirip sevebilecekleri bir film. Harry kadınlara oldukça iyi davranır ve onları kötülük yapanı asla affetmez ama hesaplaşmalar da, kavgalar da hep erkeklerin dünyasına aittir. San Fransisco sokaklarından ayakta kalmak Harry gibi sert ve akıllı olmayı gerektirir. Adalet anlayışı açısından bakıldığında sokağın adaletini doğru uygular ama yukarıda bahsettiğimiz üzere kanunlar buna pek müsaade etmez. Tüm bunların birleşimi ise hem yakışıklı, hem karizmatik, iyi giyimli olan ama şiddeti de gerektiğinde (tabi göreceli) çekinmeden kullanan Harry Callahan yani Dirty Harry’dir. 1971’de başlayan beş filmlik seri, sevsek de sevmesek de, karakteri çok yakın bulsak da bulmasak da, kayıtsız kalamayacağımız bir serüven.