En basit tanımı ile İtalya’nın b-filmleri denilen, ucuz suç romanlarından beslenen, daha sonraları korku-gerilim türüne ağırlıklı olarak hizmet eden tarzdaki filmlere “giallo” adı verilmekte. Gore kültürünün dinamiklerinin de fazlasıyla kullanıldığı bu tür; şiddetin sınırlarını zorlar, sinirleri alt üst eder. Bu türün ustaları arasında en tanınmışı Dario Argento olsa bile başlangıç noktasından bahsedersek adını zikretmemiz gereken isim kesinlikle Mario Bava’dır. Önceleri görüntü yönetmenliği yapan ve bu konuda çığır açan Bava, daha sonra yönetmenliğe hem yarı hem tam zamanlı olarak geçiş yapmıştır. Yazımızda onun yarım kalan işleri tamamladığı değil, baştan sonra yönetmenliğini kendi yaptığı harika bir film La Maschera Del Demonio’dan bahsedeceğiz. Korku türünün başyapıtlarından, giallo kültürünün mihenk taşı ve kesinlikle büyüleyici bir film.
Filmin ve Bava’nın dehasının en önemli unsuru kesinlikle biçim. Bir korku filmi için fazlasıyla estetik olan filmde küçük detaylar inanılmaz etkileyici. Her karede ağzınızı açık bırakacak korkunç ayrıntılar mevcut. Bunun yanında siyah beyazın muhteşem uyumunun eşlik ettiği harika bir ışık kullanımı da olunca biçimde doyuruculuk üst seviyede karşımıza çıkıyor. Böyle olunca da unutulmaz olarak adlandırıp, uzun süre hafızalardan çıkmayacak sahneler birden fazla kez perdeye yansıyor. Daha açılışta eşine az rastlanır türden bir sahne izleyiciyi karşılıyor ve tedirginlik ilk saniyeden başlıyor. Filmin basit gelebilecek senaryosu ve günümüzde komik olabilecek hikâyesine rağmen, filmin biçim konusundaki bu başarısı sizi hemen yakalayacaktır. Bir de hipnotize edici, güzel kotarılmış müzikler olunca filme konsantre olmak sanırım çok güç olmayacak.
Binlerce kez görülen lanetli topluluk, hızlı ölümler, gizli geçitler ve korkutucu karakter; “basit senaryo” ifadesini kullanmama nedenlerim. O zamanlar için yenilikçi bile sayılabilen bu özellikler, filmi yeni izleyecek olanlar için basit gelecek, daha iyi olabilirdi hissi uyandıracaktır. Ancak, özellikle oyunculuk performansları bahsettiğimiz biçim başarısına eklenecek ve hikâyedeki sorunları fazlasıyla örtbas edecektir. Özellikle de Barbara Steele’nin sinemadaki en hırçın femme fatale kadınlara taş çıkartacak performansı… Bir korku filmine göre fazla etkileyici ve seksi olan Steele, kendi ülkesinde göremediği ilgiyi de bu filmden sonra görmeye başlayacaktır.
Filmin yönetmeni Mario Bava’nın İtalyan sinemasına katkıları muazzam düzeyde. Daha önce resim eğitimi aldığı için görüntü yönetmenliği için de bir nevi altyapı edinmiş olan ve bu açıdan işine adapte olmakta zorlanmayan Bava, daha sonra görüntü yönetmenliği yaptığı bazı filmlerin yönetmenliğini de devralmıştı. Birkaç tamamlamadan sonra da tamamen kendi filmlerini çekmeye başladı. Giallo, gore, gotik türlerini sadece İtalya değil, tüm dünyaya tanıtmakta önemli roller üstlenen Bava, Dario Argento gibi bir başka büyük ustanın gelişimine da katkı sağlıyordu. Sadece bunlar bile yeterliyken slasher türünü başlattığı da iddia edilmekte (Reazione a Catena – 1971). Hem teknik hem de fikir anlamında Bava’nın yarattıkları değerini hiçbir zaman kaybetmeyecek orijinallikte.
Ünlü eleştirmen Kim Newman’ın bazı kaynaklara aktardığı bilgiye göre film; “La Maschera Del Demonio” adı ile çekildi. Daha sonra, “The Mask of Satan” ismi ile İngilizce olarak pazarlandı. ABD’de ise Robert Nicolasi’nin harika müzikleri Lex Baxter’ın abartılı caz tınıları ile değiştirilerek “Black Sunday” ismiyle gösterildi. İngiltere bunun altında kalmayıp, kendi yöntemini belirledi ve hem filmi makasladı hem de adını “Revenge of the Vampire” olarak değiştirdi. Filmin, farklı kaynaklarda farklı künyeleri mevcut. Sanırım Bava, başka türlü bir kaos isteseydi kendiliğinden olan kadar başarılısını yakalayamazdı.
Hem alternatif türler arayanları hem estetiğe bayılanları hem de korku türü sevenleri fazlasıyla memnun edecek bir yapım La Maschera Del Demonio. Gotik referanslarına ilgi duyanlar için ise biçilmiş kaftan. Bir ustanın, hem de imkansızlıklarla boğuştuğu zamanlarda çektiği bu başyapıt sonrası, karanlıkla ve ölümle olan hesabınızın kapanmadığını hissedecekseniz.