Soldado: Meksika Sınırında Satranç Oyunları

2015 yılında gösterime giren Denis Villeneuve imzalı Sicario filmi suç filmlerine yeni bir soluk getirmiş ve 2000’lerin en iyi suç filmleri listelerine hızlı bir giriş yapmıştı. Amerika’nın Meksika sınırı ve etrafında yaşanan suç olaylarını merkezine alan film, özellikle atmosferi ve iyi çekilmiş sahneleriyle çok konuşulmuştu. Son dönemin gözde sinemacılarından Taylor Sheridan’ın da senaryosunu yazdığı filmin devamının geleceği açıklanmış ve heyecanlı bekleyiş başlamıştı. Sonunda devam filmi olan Soldado’ya kavuştuk ve film sinemalarımıza teşrif etti. Yönetmen koltuğunda bu kez hem sinema hem TV projelerinde suç türüne verdiği katkılarla bilinen Stefano Sollima’nın olduğu Soldado’nun senaryosu yine Sheridan’a ait. Oyuncu kadrosu ise Emily Blunt eksiği dışında tam kadro karşımızda.

 

Politik Açıdan Kararsız Bir Film

Soldado, Sicario’nun bir zaman sonrasında geçiyor ve baş karakterler aynı ancak, bir devam filminden ziyade bambaşka bir derdi olan yeni bir hikayeye sahip. Yine Meksika sınırı, yine suça bulaşmış insanlar ve yine kendi çıkarı için her istediğini yapan bir Amerikan hükümeti var perdede. Bu kez uyuşturucu kartelleri arasında savaş çıkarmak isteyen hükümet bir mafya babasının kızını kaçırıyor ama devamı hiç istedikleri gibi olmuyor. Haliyle de ortalık “birazcık” karışıyor. Burada hemen ilk filme göre olan büyük bir fark ortaya çıkıyor. Sollima’nın Villeneuve’e göre daha flu bir politik duruşunun olduğu…

Daha ilk sahneden itibaren bunu hissediyoruz. İnsan kaçakçıları, onlara yardım eden Afrikalı korsanlar ve bu sayede ülkeye girmeye çalışan Arap teröristler. Orta Doğu’da yaşanan kaos ve Amerika’nın duruşu Sollima tarafından filmin başında nasibini alıyor ancak durduğu yeri de çok açık etmiyor… Tabii ki ilk filmde de olduğu gibi Amerikan hükümetinin ve bağlı birimlerin her şeyi mübah görmesi ve ne gerekiyorsa onu yapıp, işine kim yarıyorsa yaşatması ya da öldürmesi yine net bir biçimde anlatılıyor ama göçmenlerin neredeyse hepsinin kusurlu oluşu da göze birazcık batıyor, sınır politikaları hemen akıllara geliyor. Filmi eleştirenlerden, “Amerikan hükümeti işte böyledir” ve “Bu göçmenlerin hepsi suçlu” gibi Trump Amerikası söylemlerin hepsini birden duymak mümkün. Karar elbette sizin.

İlk Filmin Gerisinde Kalsa da Güçlü Bir Suç Filmi

Peki politik duruş dozunun artışına rağmen aksiyonu bol bir suç filmi olarak Soldado nerede duruyor? Bu konuda ikiye bölünmüş durumda kalabilir seyirci. Atmosfer ve biçimsel anlamda Sollima aldığı bayrağı layığıyla bitiş çizgisine kadar başarıyla taşıyor. Gerilimin her an tırmandığı bir akış, harika çekilmiş ve yenilikçi diyebileceğimiz sahneler, bunları destekleyen ve ilk filmde de kulağımızı bol tırmalayan gerilimli müzik kullanımı. Kısacası biçim olarak ilk filmden ne aldıysak hemen hemen aynısını burada da bulmak mümkün ama içerik için aynı şeyleri söylemek güç.

Politik duruşu bir kenara bırakırsak, geriye kalan hikaye ve suç filmi olgusu ilk filme göre çok daha fazla Hollywood kalıplarına kaymış durumda. Olur olmaz her yerde bir çatışma olması, kurşunların ve kanın havada aktığı sahneler, adam kaçırma, adam kurtarma, son anda fikir ayrılığına düşen karakterler, kötü adamlar ve hatta sürpriz sonlar. Bunlara ait bütün manevralar, filmde ortaya çıkış anları bildiğimiz Hollywood klişelerini barındırıyor ama tamamen haksızlık da yapmayalım, üçüncü sınıf bir aksiyon falan da değil demek istediğim. Özellikle daha önce bahsettiğim atmosfer kurma becerisinden dolayı gümbür gümbür bir aksiyon, keyif alınacak bir anlatım söz konusu. Şöyle toparlamak gerekirse; Kesinlikle keyif verecek bir suç filmi ama ilk filmin bir hayli gerisinde.

Benicio Del Toro Yine Harika

Filmin en güçlü olduğu yanlardan biriyse yine Josh Brolin, Isabela Moner ve özellike Benicio Del Toro’nun oyunculukları. Brolin ilk filmde de olduğu gibi rolün hakkını yerine getiriyor. Moner ise genç ama başarılı bir oyuncu. Rolünün hakkını veriyor ve kadın karakter açığını kapatıyor. Eğer devam filminde yer alırsa da daha büyük bir işe imza atabilir. Benicio Del Toro ise ekrana adeta güç veriyor. Perdeye yakışan ve bu denli sağlam dolduran oyuncu az bulunur. İlk filmde de olduğu gibi Del Toro yine harika oynuyor.

Son tahlilde Soldado, ilk filmin biçimsel mirasını zedelemeyen, iyi ya da kötü bir politik duruşu olan ve keyif verecek bir aksiyon/suç filmi olarak değerlendirilmeli. Sicario’nun ise gerisinde kalıyor ve bu anlamda bir tık beklentiyi düşürmeyi gerektiriyor. The Godfather’a gönderme yapan final sahnesiyle de filmin devamının geleceği kesinleşmiş durumda. Genç Sicario adaylarını odağına alan güçlü bir üçleme finali için şimdiden heyecanlanmaya başlayabiliriz.

© 2024 Modern Sinema