Shane Meadows Sineması
Son yıllarda kendini TV projelerine ve This is England’ın mini serilerine veren Shane Meadows, 90’lı yılların sonundan başlayarak 2000’lerin ilk on yıllık diliminde harika işler çıkarmayı başardı. İngiltere sinemasının suç filmlerindeki tekrar yükselişine önemli katkılar da veren Meadows, karakter odaklı ama derdi bol olan filmleriyle gönlümüzü kazandı.
Filmlerinde kendi hayatından izler taşıyan ve çocukluğunda yaşadığı olayları senaryolarına adapte ettiği bilinen usta yönetmen işçi sınıfının ya da alt tabaka görülen insanların yaşamlarını da önümüze gerçekçi bir anlatımla serer. Tabii bunları yaparken de dostluk, ırkçılık, güven ve hayatta kalma mücadeleleri gibi olguları deaperdeye yansıtır.
Yönetmenin filmlerinde mizahtan drama, şiddetten eğlenceye kadar her türlü hissiyatı bulmak, futboldan müziğe kadar her türlü sosu görmek de mümkün. Müzik kullanımı ise her filminde oldukça başarılı. Meadows filmlerinin soundtrack albümleri filmlere uygunluğunun yanı sıra haricen dinlendiğinde de keyif veren albümler ki zaten hatırı sayılır kişilerden parça kullanmayı da ihmal etmez Meadows. Tabii burada stilden de biraz bahsetmek gerek. Siyah beyaz estetiğini de görürüz Meadows filmlerinde, hızlı kurgunun dinamik ve eğlenceli yanını da, geçişlerin harika kurgulanması da bolca gözümüze çarpar, dar açıdan yakın karakter planlar ıda… Modern sinemanın gerektirdiği her şeyi bulmak mümkün kısacası…
Shane Meadows sinemasında İngiliz suç filmlerinin eğlenceli ama karanlık yanı, işçi sınıfının yaşadığı travmalar, ırkçılığın kıyısından dönen İngiliz gençliği, orta sınıfın sıradan hayatları, arkadaşlık, kardeşlik, güven, futbol ve hayata dair her şeyi bulmam mümkün. Henüz tanışmayanlar için, Meadows’un yönettiği filmlerden en iyi bulduğum dört tanesini yazının devamında bulabilirsiniz.
A Room For Romero Brass – 1999
On iki yaşında olan Romeo ve Gavin’in sıradan ama eğlenceli hayatlarına Morell adlı bir karakterin girmesi ve her şeyin değişmesi süreci filmin odak noktası. Morell, kendilerinden yaşça büyük biridir ve onları arkadaşlık testine sokacağını söyler. Romeo’nun ablasından hoşlanan Morell, onu elde edebilmek için kendilerinden yardım ister. Sonuç olumsuz olunca da olaylar gittikçe şiddetlenir.
Paddy Considine’in sinemayla tanıştığı ve yine harika oynadığı film, arkadaşlık ve güven meselesi üzerinden eğlenceli bir şekilde ilerlerken, obsesif bir hal alır ve biraz gerilim türüne doğru sürüklenir. Tabii Meadows sinemasının özelliklerinden olan küçük hayatları anlatma becerisi de yine alt hikayeler olarak karşımıza çıkar. Küçük kasaba insanı, sorumsuz baba ve başkalarının eksiklikleri üzerinden eğlence çıkaran insanlar gibi minik bir liste filmi izleyecek olanları bekliyor.
A Room For Romeo Brass, Meadows ve Considine’in daha sonra neler yapabileceğini de anlamamızı sağlayan, komedi ve dram türlerini güzel harmanlayan ve İngiliz suç filmi sevenleri memnun edecek sağlam bir yapım.