Pablo Escobar, kimilerine göre halk kahramanı ve modern Robin Hood, kimilerine göre ise uzak durulması gereken bir suç makinesi. Aynı zamanda Forbes dergisine zenginler listesinin üst sıralarından girecek kadar popüler bir uyuşturucu kaçakçısı. Bir ara meclise girip siyaset bile yapan Escobar’ın en büyük hayali Kolombiya başkanı olmaktı. Tabii buna sadece Kolombiya değil, uyuşturucu trafiğinde kullandığı, başta ABD olmak üzere diğer devletler de izin veremezdi ve vermedi de. Sonuçları ise daha çok cinayet, daha çok kaos ve daha çok kan oldu. İşte bütün bunları son yılların yükselen değeri Netflix, dizi olarak önümüze seriyor. Yaratıcı ekip tarafından başta film projesi olarak düşünülen Narcos, doğru bir tercihle diziye evriliyor ve her bölümü, film tadında oluşturulan kalitesi ile bizi koltuğa yapıştırıyor. Bakalım, Escobar size bir kahraman gibi mi gelecek yoksa izlerken ona lanet mi edeceksiniz.
Narcos hem eğlenceli ve hızlı kurgusu hem de dış ses kullanımı ile izlerken konsantrasyon kaybını engelleyerek hazmı kolaylaştıran bir anlatıma sahip. Scorsese filmleri tadında geçişler ile de -bir suç filmi olmasına ve akan onca kana rağmen- eğlence kat sayısını arttıyor. Oldukça dinamik ilerleyen hikayesi ise araya sıkıştırılan gerçek görüntüler ile izleyiciyi kendine çekmeyi başarıyor. İzlerken, taşıdığı gerçeklik duygusunu hissetmek kaçınılmaz. Kaldı ki müthiş bir tercihle, dizideki bütün karakterler ana dillerinde konuşuturuluyor. Bu ufak görünen ama o gerçeklik dugusunu oldukça pekiştiren bir hamle. Escobar’ın hayat hikayesini daha evvel hiç okumamış, araştırmamış olanlar bile anlatıcıdan dinlerken, arşivlerden çıkartılan gerçek görüntüleri gördükçe meseleyi en net haliyle yakalama fırsatı buluyor. Biçim olarak tam not verebileceğimiz Narcos, her kesimden izleyicinin beğenisi kazanabilecek oldukça dinamik ve başarılı bir yapım.
Escobar’ın hayatını ya da suç dönemini anlatmak biraz riskli aslında. Onu düzene karşı isyan eden bir kahraman gibi görenler az değil. Zira devlet ve polisle olan çatışmalarında onun tarafında yer almak zor değil. Ancak, insanları zehirleyen uyuşturucu trafiğinin yüzde seksenini yönetmesi ve bu uğurda işlediği cinayetler de azımsanacak gibi değil. İşte dizinin yaratıcı ekibinin bir başarısı da buradan gelmekte. Ekip, Escobar’ın hayatına dair yorum ve taraflılık katmadan, yaptığı her eylemi gerçek verilere, kayıtlara dayanarak ortaya koyuyor ve yorumu tamamen bize bırakıyor. Ne Kolombiya’yı ne de ABD’yi yüceltmiyor. Tabii yermiyor da. Ancak Kolombiya ve Güney Amerika hakkındaki ABD politikaları, ülkelerin birbirleri ile suç üzerinden kurdukları ilişkiler ve her zaman geçerliliğini koruyan siyaset ile suç dünyasının flörtü, net dokundurmalarla ortaya konuyor. Dizi, bu anlamlarda televizyon tarihinin en gerçekçi yapımlarından biri olmayı başarıyor.
Dizide Pablo Esobar rolünde, Tropa de Elite filmlerinden çok iyi tanıdığımız Wagner Moura var. Rolün hakkını fazlasıyla yerine getiren Moura, sanırım Escobar’ı canlandırabilecek en iyi aktörlerin başında geliyor. (Tabii ki Benicio Del Toro’dan sonra.) Moura, bakışları, ses tonu ve yarattığı harika kompozsiyon ile kendine hayran bırakıyor. Detektif ve aynı zamanda anlatıcı olarak hikayeyi sesinden dinlediğimiz Boyd Holbrook ise güzel bir keşif olacak gibi. Daha evvel Milk, Run Allnight, Gone Girl gibi yapımlarda ufak rollerden gözümüzün ısırdığı Holbrook’u sanırım daha sık görmeye başlayacağız. Diğer dedektif Javier Pena rolünde ise Pedro Pascal var. İsimden çıkartamadıysanız, kendisi Game of Thrones’da tadı damağımızda kalan Oberyn Martell karakterine hayat veren aktör ve Narcos’daki performansı ondan da iyi. Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz Maurice Compte ve Carlitos’s Way’in hain Pachanga’sı Luis Guzman da yan rollerin ağır topları.
Özetle söylemek gerekirse Narcos, dizi tarihinin yeni fenomeni olma yolunda ilerliyor. Hem sağlam bir suç dizisi, hem gerçekçi bir biyografi ve en afillisinden bir drama. Adı önümüzdeki günlerde daha çok zikredilecek olan Narcos’un ikinci sezon onayını da şimdiden aldığını belirtelim. “Üniversite okuyamadım ama onları zehirleyecek güce sahibim” diyen adamın hikayesi bakalım sizi ne kadar yakalayabilecek.