The Insider
1999 yılına ait bir film olan The Insider, Oscar ve diğer ödül törenlerindeki adaylıklarına rağmen nazarımda değerinin altında kalmış bir filmdir. Popülerliği az olunca muhteşem soundtrack albümü de hak ettiği değeri pek görmedi. Pieter Bourke, Lisa Gerrard ve Graeme Revell’in harika ezgileri ve filmin sahnelerine göre etnik havayı da yakalayabilen duygu yüklü besteleri en klişe tabirle derinden yakalayacaktır. Albümü dinlerken, filmden bize kalan Crowe ve Pacino’nun muhteşem performansları ve hikayenin gidişatına göre şekillenen halet-i ruhiyeleri tekrar tekrar izlemeye de teşik edecektir. Filmden bağımsız olarak da evde uzanmış, bir yandan içkinizi yudumlarken, sizi bambaşka yerlere götürecek ve özellikle düşünmeniz gereken şeylere daha yoğun eğilmenizi sağlayacaktır. Tabii bunun yanı sıra, güzel müzik olsun, tür önemli değil diyenler de albümden oldukça memnun kalacak, kütüphanelerinin baş köşesinde ona bir küçük yer ayıracaklardır.
Albümdeki en muhteşem parçalardan biri için şöyle buyrun;
——–
Eşkıya
Türkiye sinemasında yüzlerce meşhur müzik, binlerce ünlenen şarkı türkü var. Hatta çoğuna imzayı atan kişi Cahit Berkay’dır ama Türkiye’ye soundtrack albüm olayını armağan eden, geniş kitlelerce tanınmasını ve satın alınmasını sağlayan film Eşkıya’dır. Sinemamızı yeniden ayağa kaldırmakla yetinmemiş, birçok ilke de imzasını atmıştır Eşkıya. Albüm ise başta Erkan Oğur’un muhteşem melodileri, harika ezgileri olmak üzere adeta bir şaheserdir. Kazancı Bedih’in uzun havası, Urfa Türküsü, Erkan Oğur’un cover’ları, Uğur Yücel’in sesinden alternatif bir rock parçası ve Fırat Ağıtı, Cumali’nin Ölümü gibi muhteşem ağıtlar… İnsanı derinden yakalamayı başaran albüm, filmden tamamen bağımsız dinlediğinde bile bir Erkan Oğur albümü gibi keyif verecek ve etkisinden hiçbir şey kaybetmeyecektir.
Filmden sahneler eşliğinde harika Fırat Ağıtı için şöyle buyrun;
Erkan Oğur’un muhteşem “Seyreyle Güze”l bestesi için şöyle buyrun;
——–
Time of Gypsies (Dom Za Vesanje)
Sanırım en meşhur soundtrack albümlerinden biri, belki de birincisi “Time of Gypsies” olmalı. Çingene müzikleri, onların tutkuları hüzünleri, aşkları kısacası her şeyleri bu albümde mevcut. Albümü dinlerken bazen en eğlenceli şarkılarla coşabilir, bazen dağıtmak isteyebilir ama birden hüzünlenip ağlayabilirsiniz. Goran Bregovic’in bu anlamda yarattığı melodiler, birçoğumuz için sanırım şaheser niteliğinde. Sadece film ve soundtrack anlamında değil, konser parçaları olarak da oldukça ses getiren ve her zaman heyecanla beklenen bir albüm olmuştur bu soundtrack. Herkesin kütüphanesinde, bilgisayarında, harddiskinde bir şekilde yer alan bu albüm, tekrar tekrar dinlemeyi hak ediyor. Sanırım 30 yıla yaklaşan bu ritüel, dünya var oldukça devam edecek, bir yerlerde bu melodiler her zaman dinlenecektir.
Muhteşem müzik ve parça uyumu için şöyle buyrun;
Albümü dinlemek için de şöyle buyrun;